Bu hafta blogumla fazla ilgilenemedim, sebebini başlıktan anlamak mümkün. Geçtiğimiz iki hafta boyunca kimilerine göre gelmiş geçmiş en iyi dizi olan ama bana ciddi bir hayal kırıklığı yaşatan Game of Thrones’un 5 sezonunu baştan sona izlemekle meşguldüm. Neden “hayal kırıklığı” olarak nitelendirdiğimi yazının devamında bulabileceksiniz hemen çemkirmeyin.
Bana “senin gibi fantastik dünyaya düşkün bir adam Game of Thrones’u anca mı izliyor?” diyebilirsiniz. Ben hafta hafta dizi takibi yapmayı becerebilen biri değilim. Bundan zevk aldığımda söylenemez. Ayrıca dizi hakkında o kadar fazla spoiler yedim ki 1.sezon bittiğinde tüm önemli olayları sıralayabilirdim. Yani 1. sezon bittiğinde ya da diğer bölümler biriktiğinde başlamak istemememin sebebi yaşanacak her şeyi biliyor olmamdı. Normalden fazla spoiler yememin sebebi ise dizinin yapısının buna çok uygun olması ve benim merakımdan kaynaklanıyor. Kabul ediyorum bende de hata var. Böyle bir diziyi bölüm bölüm takip etmeli ya da arayı fazla açmamalıydım.
Gelelim neden Game of Thrones’un bende “hayal kırıklığı” oluşturduğuna. Dizinin çok fazla hayranı olduğunu biliyorum ama üzgünüm GoT bir başyapıt falan değil onu bir geçin. Onun dışında diziyi izlemeden hakkında bu kadar çok şey öğrenmem, olacak her şeyi bilmem haliyle seyir zevkini baya düşürdü. Yine de herkes diziyi o kadar çok övüyordu ki bu önemli olayların dışında da bir şeyler vardır mutlaka diye düşünmüştüm. Yanılmışım. Dizi 5 sezon boyunca sıkıcı diyaloglarla birlikte birkaç savaş sahnesi ve “şok edici” ölümlerle ilerledi. Bu ölümler keşke benim içinde “şok edici” olsaydı. Belki o zaman dizi beni etkileyebilirdi. Sıkıcı diyalog olarak nitelendirdiğim konuşmaların bazılarının hikayenin gidişini önemli ölçüde etkilediğini biliyorum ama bu onları sıkıcı olmaktan kurtarmıyor. Dizinin prodüksiyon aşamasına lafım yok ortada büyük bir emek olduğu aşikar. Benim sorunum hikayenin işleyişi ile ilgili.
Ben hiçbir diziyi ya da filmi kuru kuru izlemem. İzledikten sonra ya da izlemeden önce hakkında araştırmalar yaparım ve neyin ne olduğunu iyice öğrenirim. Game of Thrones içinde bu durum söz konusu oldu. İzlemeden önce araştırma yapmama gerek yoktu zaten ama izledikten sonra internet aleminde okuduğum şeyler bana seri hakkında baya bir şey kattı. Açıkçası en zevk aldığım kısımda Game of Thrones’u izledikten sonra okuduğum şeylerdi.
Her ne kadar beklentimin çok yüksek olmasından dolayı diziyi “hayal kırıklığı” olarak nitelendirsem de 5.sezon beni bir nebze olsun memnun etti. 6. sezonu da merakla bekleyeceğim. Ayrıca dizi bittikten sonra araştırdığım şeyler diziyi benim için daha anlamlı kıldı ve aslında her kitap uyarlamasında olduğu gibi hikayenin diziye tam olarak aktarılamadığını fark ettim. Kitabı okumadan bunu söyleyebiliyorum çünkü neredeyse kitabı okumuş biri kadar çok şey öğrendim. Game of Thrones’u takipçilerine sevdiren sebepler arasında seri içerisindeki entrikalar, yapılan tahminler, teoriler ve herkesin George R. R. Martin tarafından ters köşeye yatırılması gibi şeyleri sıralayabilirim. Ne olacağını kestiremiyorsunuz ve bu seyirciyi diziye bağlayan çok önemli bir etken.
Bildiğimiz gibi seri daha yazılmaya devam ediyor. O yüzden George reyizi kızdırmayalım ki bir katliam daha yapmasın. Umarım sonraki sezonlar dizi hakkındaki düşüncelerimi tamamen değiştirir ki bu gidişle öyle olacak gibi görünüyor.
Sevgiler…